DenemeSayı 1

Hayal, Gerçek, Korku

Furkan TEMEL | Rize Sosyal Bilimler Lisesi, 11-A

İnsan olarak yeni bir güne daha başladık. Yaşayıp gidiyoruz. Oysa hiç düşündük mü, biz ne ile yaşıyoruz? Maddi-manevi, somut-soyut her şeyi buna ekleyebiliriz. Ancak bu listenin başında umutlarımız ve hayallerimiz yer almakta. Çünkü hayal etmeden bir insan yaşayabilir mi? Elbette ki yaşayamaz. Hayalsiz, hayal kurmaktan öte bir insan olabilir mi hiç bu yeryüzünde?

Bir koltuğa oturup arkamıza yaslanırken, yatağımıza uzanmışken, bir müziğin sözlerine dalmışken, bir dizeye demir atmışken ya da yolda yürürken bile hayal dünyamızın derinliklerine bir yolculuk yaparız. O hayallerimizle, umutlarımızla yaşarız. Hele bir de gerçek oldular mı?

Kimisi çıkıp diyecek: “Hayaller tozpembedir, oysaki gerçekler acı. Çok hayal kuran insan hayal kırıklığına uğrar.”
Evet, haklısınız, kurduğumuz hayaller, düş dünyamız içinde bulunduğumuz maddi ve manevi statüyü tam manasıyla yansıtmayabilir. Yoksul bir insanın zengin olma hayalleri bunun basit bir örneğidir. Ancak insan, sahip oldukları için değil de tam tersine sahip olmadığı, erişemediği şeyler için hayal kurar. Zaten sahip oldukları için hayal kurmasına ihtiyacı yoktur insanın. Bazen de sırf o şeyi çok istediği için, onsuz bir hayat sürdüremeyeceği için hayal kurar. Hayaller tozpembedir belki, gerçekler de çok acı… İşte bu durumda insan o acı gerçeğinden kurtulmak için çabalar, onun için hayal kurar.

Hepimizin birçok hayali var. Onlara kavuşamadığımızda ya da kavuştuğumuzu sandığımızda “hayal kırıklığı” dediğimiz olay meydana geliyor. Hayal kırıklığı hayal kurduktan sonra başımıza geliyorsa, ne kadar çok hayal kurarsak o kadar çok da hayal kırıklığı yaşarız. Peki, bu doğru mudur? Ee, o zaman kimse hayal kurmasın, kırıklığını da yaşamasın. Bu mümkün mü? Elbette değil. İnsan hayal kurduğu sürece yaşayabilir. Yahya Kemal’in de dediği gibi: “İnsan, bu âlemde hayal ettiği müddetçe yaşar.” Yaşaması için hayal kurması, ekmek gibi su gibi şart o zaman.

Hayal kurmakta ne var? Çok basit; zor olan bu hayalleri gerçeğe taşıyabilmek. E işin ucunda mağlup olmak, başarısız olmak da var elbette. Daha onlarca sebep listeleyebiliriz bu konu üzerine. Sözün özü, bu durumun en büyük nedeni: Korkaklık…

İnsanoğlu istediklerini gerçekleştirebilmek konusunda genelde sınıfta kalıyor. Kurduğu onca büyülü dünyayı bir köşeye fırlatıp atıyor. İstemez mi hiç o istediği şeyler birer birer gerçek olsun? Ama bunu gerçekleştirme kuvvetini kendinde bulamıyor. Kendini güçsüz hissediyor ya da hayallerine kavuşma konusunda tam olarak ayakları yere basmıyor.

Ne olursa olsun kişi, kurduğu hayalleri gerçeğe taşıma konusunda kendine ve hayallerine güvenmeli. Bu inançla hayallerine dört elle sarılmalı. Önünde koca bir ömür var. Hâlâ şansı varken bunu yapmalı. Tıpkı Picasso’nun da dediği gibi: “Hayal ettiğimiz her şey gerçektir.”

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu