İncelemeSayı 21

İlk Tutulma Üzerine

Cafer YAZICI | RİZE TOBB Fen Lisesi, Fizik Öğretmeni

Ayın keşif programları

Karanlık geceyi aydınlatan Ay,  insan türüne zamanı göstermenin çok ötesinde işlevlere sahiptir. Ne var ki uydunun yerkürenin yaşamsal dinamikleri bakımından kritik önemini kavramak için bilim ve teknolojinin belirli bir düzeye gelmesini beklemek gerekti.

Ayın evrelerini dikkatle takip eden gözler; Galileskopla1 birlikte Ay yüzeyindeki gök taşlarının izleri olan kraterleri ve vadileri ayırt ettiler. 20. yüzyılın ikinci yarısında iki süper güç tarafından başlatılan uzay programlarının merkezcil ivmesi doğal olarak bu gizemli gök cismini yakından tanımak oldu: Rekabetçi bir karakteri yansıtan Luna ve Apollo programları.

Ay yüzeyine başarılı bir yumuşak iniş yapan ilk uzay aracı Luna 9 programıyla gerçekleşirken; 1969 yılında uydunun tozlu toprağına ilk insanların inmesi, uzay yarışının doruk noktasıdır. Apollo 11 ile gerçekleşen o ilk adım,  insanlık adına büyük bir başarı olarak kaydedilmiştir.2

 

Ayın oluşumu

Dünya Ay ikilisinin nasıl sahneye çıktığına ilişkin türlü modeller, çok sayıda şaşırtıcı fikirler söz konusudur.3 Zamanla bazı kuramların popülerliği artsa da bilimsel bulgularla desteklenemediklerinden hiç biri için tam bir uzlaşı sağlanamadı. Taraftarı dolgun olan gözde fikirlerin başında Büyük Çarpışma Modeli gelmektedir:

Büyük Patlamadan çok sonrası şimdiden dört buçuk milyar yıl öncesi olabilir,  Dünya henüz Yer olmamıştı.  Gök ise dinmeyen bir koas bulutu olmalıydı. Öngezegenler olsun, ötegezegenlerle beraber;  yerli yerine oturmanın kaygısıyla herkes her yere koşturdu: Olağan olmayan çatışmalar olağan çarpışmalarla beraberdi.  Belki Selena4 bilir, büyük bir çarpışma mı olmuştu? Belki Dünya mantosunun 5 eteklerini savurmuştu, bir serpme ağ atarcasına her bir yana.

Mantodan saçılan bu uzay taşları aynı bütünden idiler; ne var ki ağın sicimlerinden hiç ayrılmadılar ve ilk fırsatta topak topak kümeleştiler.6 Arz’da yerli yerine evrilirken bir derviş sabrıyla biriktirdi durdu onları.  Ya da bir tutulma oldu mu demeliyim?

Basitçe tutuldular.  Onlar da yakalanmak istemişti zaten. Dünyanın taşları Ay mı olmuştu? Dünya böylece Yer mi olmuştu? Bu ikisi çarpmanın etkisiyle Dünya Ay ikilisi nasıl da Dünya ve Aydan fazla etmişti şimdi?

 

Dünya Ay kütle merkezi, Çekim kuvveti, Gelgit olayları

Bu, ilk Tutulmaydı. Ay Dünyadandı ve Dünyada kaldı. Bu ikili orbital danslarını merkezi yerkabuğunun yüzeyinden yaklaşık bin yedi yüz kilometre derinde bulunan bir denge noktası etrafında sergilemektedir.7 Bu çekicilik nasıl da Dünyayı bütünüyle sallandırmaktadır. Bu salınımlar ve çekimin izleri sularda dramatiktir: Özellikle okyanus suları günebakan çiçekleri gibi lümen lümen8 ona yönelirler: Luna Tropizma9

Dünyanın Aya bakan yüzünde o gizem dolu çekimle sular yükselir. Dünya bütünüyle bu çekime kayıtsız değildir. Bu Dünyanın Aya bakmayan karşı yüzeyinde de suların neden yükseldiğini açıklar. Böylelikle Dünyanın belli bölgelerinde altı saat aralıklı gelgitler meydana gelir.

Bu gelgitler Güneşle oluşan üçlünün aynı doğrusallığa eriştiği Yeniay ve Dolunay evrelerinde daha belirgindir. Gelgitler Dünyanın enerjisini Aya aktarır. Dünya da usulca zamanı yavaşlatır. Günler; geceler uzar böylece.

 

Evreler ve Tutulmalar

Ay tam olarak Güneş ile Dünya arasındayken aydınlık yüzü Dünya’dan hiç görünmez. Bu yirmi dokuz buçuk günlük periyodun yeni bir başlangıcıdır. Yeniay evresi. Bundan yaklaşık iki hafta sonra bu kez Ay karşı uca ulaşır ve bütün yüzüyle Güneşin ışığını yansıtır. Dolunay Evresi. Bu evrelerde tutulmalar gözlenir. İlk ve son çeyreklerde üçlü bir dik üçgenin köşelerine oturur.

Bazı Yeni aylarda Ay Güneş diskini tamamen örter; Gündüz gece olur bir süreliğine; yıldızlar göz kırpar. Güneş ise bu anı onurlandırmak için o altın tacını başına takar.10 Gözün eriminde kaybolurken ya da bir Dolunay sırasında Ayın yüzü hafiften kızarmaya da başlar. Ufka yakın konumlarda Ay ışığı bize daha yatay ve daha uzun bir yoldan gelir. Bu süreçte ele avuca sığmaz maviler Rayleig Rayleig saçılırken kıvrımlı kırmızılar daha iyi süzülürler.11

 

Ayın hep aynı yüzü gözükür: Eksen eğikliği

Yüzüne baka baka yüzünde nur kalmamıştır. Ay Yeri reverans ettiği bir tur boyunca kendi etrafında da bir tur dönmüş olur.12 Yer döner döner bakar hiç usanmaz; bakar bakar görür Ayyüzlü hep karşısındadır. Gözlerini yumarsa Yer, bilir her yer Ay’dır şimdi; baştan başa kuşatılmış bir zihindir. Başı sonu olmayan bir süperpozisyonlar eğrisidir. Böylece yüzlerini birbirinden ayırmazlar.

Semazenler öykünür durur Yerdir işte.13 Yerdir ki zarif bir baş selamı ile dolanır mevsim mevsim. Ay biraz çekilecek olsa Dünya dikleşir o anda ve mevsimler benzeşir.

Öyle görünüyor ki Ayın varlığının kritik bir anlamı var Yerküre için. Ay Dünyanın olmazsa olmazı gibidir. Bu kritiğin altında durup düşünmelidir; çünkü bunu düşünmeye değerdir.

 

Notlar ve Kaynaklar:

  1. Galileoskop, İtalyan astronom Galileo Galilei’nin icat ettiği ve teleskopun erken bir türü olan bir optik araçtır.

2. https://bilimgenc.tubitak.gov.tr/makale/gecmisten-gelecege-ay-gorevleri

  1. Büyük çarpışma bu fikirler arasında popülerdir. Diğer fikirler için: https://tr.wikipedia.org/wiki/Ay#K
  1. Selene, (Grekçe: Σελήνη, “ay”) Yunan mitolojisindeki ay tanrıçası. Hyperion ve Theia isimli titanların kızıdır.
  2. Gezegen kütlelerinin çekirdekleri ve kabukları arasında yer alan jeolojik bir katmandır.
  3. Dev çarpışma teorisine göre Ay Dünyanın manto kabuğundan kopan parçalardan oluşmuştu dolayısıyla yoğunluğu küçüktü. Ay ve Dünya toprağının bileşenleri güçlü şekilde örtüşmektedir.
  4. Ayın kütlesi Dünyanın kütlesinin %1,23 Ü kadardır. Bu nedenle Ay ve Dünyadan oluşan sistemin kütle merkezi Dünya yüzeyinden yaklaşık 1700 km derinlikte bulunur. https://www.scientificamerican.com/article/football-center-of-mass/
  5. Latince Lümen ışık demektir.
  6. Latince Aya yönelim
  7. Korona, ya da diğer adıyla Taç küre güneşin fotosfer adı verilen görünür yüzeyinden uzanan ve sıcaklığı milyonlarca dereceye kadar çıkan bir plazma tabakasıdır. Korona genellikle güneş tutulmalarında gözlemlenebilir.
  8. Rayleig Saçılması kısa dalgaboylu mavi ışınların atmosferde daha çok saçıldığını öngörür.
  9. Ayın kendi ekseni etrafında dönüş süresi yaklaşık 29 gün olup Dünya etrafında dönüş süresine eşittir. Böylelikle Dünyadan bakıldığında Ay,2ın hep aynı yüzü görünür. 1959 da Sovyet uzay aracı Luna 3, ile ilk defa Ayın ” uzak yüzü” görüntülenebildi.
  10. Dünya ve Ay arasındaki çekim kuvveti Dünya da eksen eğikliğine neden olmuştur. Bunun mevsimlerin oluşması gibi kritik sonuçları vardır.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu