Kadınlar; kocaları, sevgilileri veya erkek olan her şahsiyet tarafından canice öldürülüyor. Bu ölümlerde pek çok erkek kadınların açık giyinmesine, bir erkekle konuşmasına veya onu reddetmesine bağlı olarak öldürür. Bu katiller kendilerini haklı bulurlar ama hiçbir kadın ne yaparsa yapsın ölmeyi hak etmez. Anlaşılan o ki adalet sistemimiz, kadınları öldüren kendine erkek kişilere en fazla on beş yıl hapis cezası veriyor, ceza da az geliyor. Bu kadın cinayetlerin azalması gerekirse bitmesi için yeni kanunlar çıkmalı ve gereken ağır ceza verilmelidir. Katillerin hapishane de nefes almaları, yatıp uyumaları yanlış bence çünkü o öldürdükleri kadın artık nefes alamıyor, yatıp uyuyamıyor, yemek yiyemiyor. Yine de tek güvencemiz o hapisteki diğer kişiler çünkü hapishanenin de kendine göre kuralları vardır.
Gelelim kadınları öldüren o canilerin sebeplerine aslında sebepleri yoktur. Neden mi çünkü kadınlar savunmasızdır ve güçleri yoktur diye düşünülür, katiller ise bunu fırsat bilir kadınları cinsel duyguları ile öldürür hatta öldürmekle kalmayıp kafasına göre işkence etmeye kalkar. Bunun sebebi sadece bu değildir kadın katilli reddeder adam gururuna yediremez öldürür, kadın katilden ayrılır başkasını sever katil gene öldürür, kadın açık giyer tahrik etti der istismar edip öldürür, kadın kapalıdır gene aynı şeyleri yaşar kız bebekleri bile öldürülür. Bebek nasıl bir şey yapmış olabilir ki bu ölümü hak etmiş olsun. Bu canilerin verdiği sebeplere bakılırsa hiçbir kadın ve bebek öldürülmeyi hak etmez, ne olursa olsun kimse kimseyi öldüremez.
Size bu ülkede öldürülen kadın, çocuklardan bahsedeyim; Sıla bebek iki yaşında üvey babası ve on beş yaşında iki çocuk tarafından istismar edilip öldürüldü. İkbal Uzuner on dokuz yaşında eski sevgilisi tarafından parçalanıp kafası kesilerek öldürüldü. Aynı katil, Ayşenur Halil on dokuz yaşındaki sevgilisini gene parçalara ayırıp öldürüldü. Sekiz yaşındaki Narin Güran, köyündeki dere yatağında taşlar tarafından gizlenmiş şekilde bulundu katili hala bulunamadı. Münevver Karabulut o yedi yaşındayken sevgilisi tarafından kırk iki bıçak darbesi ile öldürüldü. Lina Erbay annesinin lise arkadaşı ve sevgilisi tarafından hem darp edilip hem de istismar edilip öldürüldükten sonra bir çocuk giyim mağazasının deposundaki buzdolabında ölü bulundu. Özgecan Aslan on dokuz yaşında bindiği dolmuşun şoförü onu taciz etmeye kalkışınca engel olmaya çalıştı bu yüzden o dolmuş şoförü onu yakarak öldürüldü ve daha nice kadın…
Bugüne kadar Türkiye’de 4.996 kadın öldürülmüştür ve hala devam etmektedir ölümler. Bu kadınların hepsi suçsuz, tek suçları o insanlar aynı dünyada, aynı zamanda yaşamalarıdır. Eğer ki devlet bu duruma bir el atmazsa bu ölümlerin sayısı gittikçe artacak ve durmak bilmeyecektir. B durumda tek çare birlik olup ses çıkarmaktır…
