KitaplıkSayı 22

Kalecinin Penaltı Anındaki Endişesi

Ömer ESKİ | RİZE Şehit Erhan Dural AİHL, Edebiyat Öğretmeni

Bloch’a aylak adam demek ne kadar doğrudur? Bütün belirsizliklerin, sorgulamaların, saçmalıkları, kuralsızlıkların kısacası hayatın içinde hareket eden –eski tanınmış kaleci- Josef Bloch, ne kadar aylak olabilir. Normalin dışında bir görme yeteneğine sahip olması onu aylak adam yapar mı? Bir de bu görme, konuşmaktan çalınmış bir görme ise… Yersiz yurtsuz yaşamak, eski kız arkadaşı Herta’nın peşine düşmek, cana kıymak… Bloch, hayatın akışı içinde delirecek kadar zekidir. Aylaklık ise zekânın peşinden gelir.

Nobel ödüllü yazar Peter Handke, anlamı ve anlamsızlığı, dilsizliği ve dilin sınırlarını; Kalecinin Penaltı Anındaki Endişesi anlatısında birleştiriyor. Bu bakımdan dilsizliği okumak zordur. Bloch, yerli yerinde olmayan her şey için yerli yersiz konuşur, davranır, sanrılar kurar, anlamsızlaştırır ya da anlamsızlıklar içinden anlam çıkarır.

Anlamsız savruluşların sebebi: Bloch’un kendisiyle ve çevresiyle bir türlü kuramadığı iletişim, havada kalan sözler, iletişimsizlik içinde nesneler ve dünya ile kavga, hayatın içinde debelenip karaya çıkamamak… Bir zamanlar ünlü bir kaleci olan Bloch’un bir yabancı gibi algılanması. Parçaları oturmamış bir yapbozu gitgide asıl resimden uzaklaştırır.

Dilsiz Bir Öğrenci

Dilsiz çocuğun kayboluşu, anlatının sonuna kadar dikkatleri canlı tutar. Çocuk yürüme özürlü olmamasına rağmen kaybolmuştur. O da Handke’nin diğer karakterleri gibi doğrudan iletişim kuramaz haldedir. Bu yönüyle dilsiz çocuk, anlatıda bir simgedir. Uzun süre aranmasına rağmen bulunamaz. Anlatı uzadıkça ihtimaller artar. Bloch’u gecenin yarısı uykusundan uyandıran bu kayboluşlar, konuşma yetisinden yoksunluk ve iletişimsizliktir. İletişimsizlik bir çukura dönüşür. Bu çukuru derinleştiren, çevresindeki insanlar ve insanların yerine, yarım yamalak konuşan nesnelerin hareketleridir. Kuyu gittikçe derinleşir. Uzaklaşan uzaklaşır; kaybolan bulunamaz. Dilsiz Öğrenci gibi birçok simgeyle Bloch’un içinde bulunduğu kuyu derinleşir. Bu Dilsiz Öğrenci anlatımında bir an Bloch’un kendisiyle karşılaşacağız diye çok korkarız. Buradaki simgeyi günümüz eğitim ortamlarından bağımsız okuyamayız şüphesiz. Buradan hareketle yazıyla, sözle, oyunla, resimle, müzikle kendini ifade etme imkânı bulamayan öğrenciler Dilsiz Öğrenci’lerdir, dersek aşırı yorum olmaz sanırım.

Nesneler

Bu anlatıda nesneleşen insanlar ile insanlaşan nesneler aynı karede yer alır. Ünlü kalecinin gözleri keskindir, en olmadık sesleri duyar, tabiatın dilinden anlar, günlük yaşamdaki anlamsızlıkları fark eder. Handke, bu hassasiyetleri, görme biçimlerini, darası alınmış kısa cümleler ile dile getirir. Konuşmanın yetersiz kaldığı yerde nesnelerin hareketlerini, anlatıma sürükleyicilik katmak için kullanır. Kimsenin kimseyi dinlediği yoktur: Hertha’nın, güvenlik görevlisinin, garson kızların, satıcının, ölünün… Nesneler böyle durumlarda ortaya çıkar ve zaten katı olan Bloch’un hayatını kaskatı hale getirir. Bunca iletişimsizliğin içinde Bloch, nesnelere kavgaya tutuşur, sadece o değil çevresindekiler de bu görünmez kavganın taraflarıdır. Sürekli bir kaçış içinde olan ünlü kaleci, kendiyle konuşmayı öğrenir. Gazete üzerinden verilen mesajlar, zıtlıkları ile iletişimsizlik temasını destekler. Handke’nin kısa cümleleri, tekrar edile edile anlamsızlaşmış klişeleri, davranışları, kuralları boşa çıkarır.

Endişeli Kaleci

Söylediğinin yetemez olduğu: Hayatta bütün savruluşların, yitirişlerin başlangıcı bu kelimelerde saklı. Yaşamı kaotik kılan, ümitsizliğe çeviren anlaşılmamak. Bloch, sütten çıkmış ak kaşık olarak dolaşmaz insanların arasında. Handke’nin: Çok uzun süre aylak kaldı da ondan işte (s.71), deyişi buradaki anlamsızlığın, karmaşanın yitişin sebeplerinden biridir. Bloch, topun oynandığı yere değil, topu bekleyen kaleciye odaklanıyor. Bekleyişin tedirginliği, yanından geçip giden hayatı ıskalamak, yenilgi düşüncesi ile yaşamak, bunların toplamında oluşan uzun süreli, kocaman bir endişe; Kalecinin Penaltı Anındaki Endişesi… Bu anlatı, dil işçiliği ve zıtlıkları ile görmeye iyi geliyor.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu